İçerik

  • ICO nedir?

  • ICO ve IEO (İlk Borsa Arzı) farkı

  • ICO ve STO (Menkul Kıymet Token Arzı) farkı

  • ICO süreci nasıl işler?

  • Kimler ICO yapabilir?

  • ICO'lara yönelik yasal düzenlemeler nelerdir?

  • ICO'lar ne tür riskler barındırır?

  • Son fikirler


ICO nedir?

İlk Coin Arzı (ya da ICO) ekiplerin kripto para dünyasında projeleri için fon toplarken kullandıkları bir yöntemdir. Bir ICO'da ekipler, erken dönem destekçilerine satmak üzere blockchain temelli tokenlar yaratır. Bu bir topluluk fonlaması evresi olarak hizmet eder – kullanıcılar, kullanabilecekleri (hemen ya da daha sonra) tokenlar satın alır ve proje de geliştirme yapılabilmesini sağlayacak fonu toplar. 

Bu uygulama 2014 yılında Ethereum'un geliştirilmesi için kullanılmasıyla popüler hale gelmiştir. O zamandan bu yana yüzlerce girişim tarafından (özellikle de 2017'de) farklı başarı oranlarıyla kullanılmıştır. İsim Halka Arzı (IPO) çağrıştırsa da, iki arz aslında tamamen farklı fon toplama yöntemleridir.

IPO'lar genellikle, tanınmış şirketlerin fon toplamak için şirket hisselerinin kısmi mülkiyetini satmasından oluşur. Bunun aksine ICO'lar, şirketlerin projelerinin ilk aşamalarında fon elde etmesini sağlayan bir fon toplama mekanizmasıdır. ICO yatırımcıları token satın aldığında şirket hissesi satın almış olmaz.

ICO'lar, teknolojik startup'lar için geleneksel fonlamalar yerine kullanılabilecek bir alternatif olabilir. Yeni girişimciler halihazırda çalışan bir ürün olmadan sermaye toplama konusunda çoğu zaman sıkıntı yaşar. Blockchain dünyasında, tanınmış şirketler yalnızca bir white paper üzerindeki olumlu özelliklere dayanarak yatırım yapmayı nadiren tercih eder. Dahası kripto para yasal düzenlemelerinin olmaması birçok kişiyi blockchain startup'larını değerlendirmekten alıkoyar.

Fakat bu uygulama yalnızca yeni startup'lar tarafından kullanılmaz. Tanınmış şirketler de bazen, uygulama bazında standart ICO'lara çok benzer olan ters ICO'lar yapmayı tercih eder. Bu durumda şirketin hazırda bir ürünü ya da hizmeti vardır ve ekosistemini merkeziyetsiz hale getirmek için bir token çıkarır. Buna alternatif olarak daha geniş çapta bir yatırımcı kitlesine ulaşmak ve blockchain temelli yeni bir ürüne yönelik sermaye toplamak için bir ICO da yapılabilir.


ICO ve IEO (İlk Borsa Arzı) farkı

İlk Coin Arzları ve İlk Borsa Arzları birçok açıdan birbirine benzerdir. Aralarındaki başlıca fark IEO'ların tamamen proje ekibi tarafından yürütülmemesi, bir kripto para borsasının da sürece dahil olmasıdır.

Borsalar, kullanıcıların doğrudan platform üzerinden token satın alabilmesi için ekiple ortak çalışır. Bu süreç dahil olan tüm katılımcılar için faydalı olabilir. İtibarlı bir borsa bir IEO'yu desteklediğinde kullanıcılar projenin detaylı şekilde denetlenmiş olmasını bekler. IEO'nun arkasındaki ekip daha geniş bir kullanıcı tabanına ulaşmayı başarır, borsa da projenin başarısından kazanç elde eder.


ICO ve STO (Menkul Kıymet Token Arzı) farkı

Menkul Kıymet Token Arzları bir zamanlar “yeni ICO'lar” olarak adlandırılıyordu. Teknolojik bir bakış açısından bu iki arz türü birebir aynıdır yani tokenlar aynı şekilde yaratılır ve dağıtılır. Yasal açıdan ise ikisi birbirinden tamamen farklıdır.

Bazı yasal belirsizlikler nedeniyle düzenleme kurumlarının ICO'ları nasıl değerlendirmesi gerektiğine yönelik fikir birliği yoktur (aşağıda konudan ayrıntılı şekilde bahsedeceğiz). Sonuç olarak sektör henüz anlamlı bir yasal düzenlemeye sahip değildir.

Bazı şirketler menkul kıymetleri token formunda sunmak için STO yapmayı tercih eder. Bu aynı zamanda şirketlerin belirsizliklerle baş etmesine de yardımcı olur. Token çıkaran şirket yapacağı arzı ilgili devlet kurumuna menkul kıymet arzı olarak kayıt ettirir böylece geleneksel menkul kıymetlerle aynı yükümlülüklere sahip olur.


ICO süreci nasıl işler?

ICO pek çok farklı formda olabilir. Kimi zaman, ICO yapacak ekip önümüzdeki aylarda ve yıllarda geliştirmeye devam edeceği çalışmakta olan bir blockchaine sahip olabilir. Bu durumda kullanıcılar, zincir üzerindeki adreslerine gönderilecek tokenlar satın alabilir. 

Alternatif olarak blockchain henüz kullanıma açılmamamış olabilir ve bu durumda da tokenlar tanınmış başka bir blockchain üzerinde çıkarılır (örneğin Ethereum). Yeni zincir canlıya geçtiğinde token sahipleri, ellerindeki tokenları bu yeni blockchain üzerinde çıkarılmış taze tokenlarla takas edebilir.

Fakat en yaygın uygulama, tokenları akıllı kontratlarla uyumlu bir zincir üzerinde çıkarmaktır. Yine bu uygulama da çoğunlukla Ethereum üzerinde yapılır ve birçok uygulama ERC-20 token standardını kullanır. Hepsi ICO kaynaklı olmasa da bugün 200.000'den fazla farklı Ethereum tokenı olduğu tahmin edilmektedir.

Ethereum dışında kullanılabilecek başka zincirler de vardır. Waves, NEO, NEM ve Stellar popüler örneklerdir. Bu protokollerin çok esnek olduğu göz önüne alındığında birçok organizasyon daha sonra tokenlarını taşımak yerine bu blockchainlerde tutmayı ve mevcut temeller üzerine inşa etmeyi tercih eder. Bu yaklaşım, tanınmış bir ekosistemin ağ etkilerinden faydalanabilmeyi ve geliştiricilerin denenmiş ve test edilmiş araçlara erişebilmesini sağlar.

ICO belli bir süre önceden duyurulur ve ICO'nun nasıl yürütüleceğinin kuralları belirlenir. Bu kurallar ICO için bir zaman aralığı koyabilir, satılacak tokenlar için bir üst sınır belirleyebilir ya da bunların ikisini bir araya getirebilir. Kullanıcıların önceden imzalaması gereken bir beyaz liste de olabilir. 

Daha sonra kullanıcılar belirlenmiş bir adrese fon gönderir. Genellikle kullanım yaygınlığı nedeniyle Bitcoin ve Ethereum kabul edilir. Alıcılar tokenlerın gönderileceği bir adres verir ya da tokenlar otomatik olarak ödemenin yapıldığı adrese gönderilir.


Kimler ICO yapabilir?

Token yaratmak ve dağıtmak için teknolojiye erişim kolaydır. Fakat uygulamada bir ICO gerçekleştirmeden önce dikkate alınması gereken birçok yasal konu vardır. 

Genel anlamda kripto para dünyası yasal düzenlemeye yönelik kurallar bakımından zayıftır ve henüz yanıtlanmamış önemli sorular vardır. Bazı ülkeler ICO'ları doğrudan yasaklar fakat en kripto dostu yönetimlerde bile net yasal düzenlemeler mevcut değildir. Bu nedenle bir ICO gerçekleştirmeden önce ülkenizin kanunları hakkında bilgi sahibi olmanız çok önemlidir.


ICO'lara yönelik yasal düzenlemeler nelerdir?

Tüm projeler için geçerli bir yanıt vermek kolay değildir çünkü dikkate alınması gereken birçok değişken vardır. Düzenlemeler ülkeden ülkeye farklılık gösterir ve her projenin kendine has küçük farkları devlet kurumlarının bu projeyi nasıl değerlendireceğini etkileyebilir. 

Bazı yerlerde yasal düzenlemelerin olmamasının bir proje için ICO yaparak topluluktan fon toplama izni verdiği düşünülmemelidir. Dolayısıyla, bu tür bir topluluk fonlamasını seçmeden önce profesyonel yasal danışmanlık hizmeti almak önemlidir.

Fon toplayan ekiplerin daha sonradan menkul kıymet arzı yaptıklarının kararlaştırılmasıyla ceza ödemek durumunda kaldığı örnekler yaşanmıştır. Eğer yetkililer bir tokenın menkul kıymet olduğuna karar verirse, token çıkaran şirket bu sınıftaki geleneksel varlıklara uygulanan katı uygulamalara tabi olur. ABD Menkul Kıymet ve Borsa Komisyonu (SEC) buna yönelik faydalı bilgiler sunmaktadır.

Blockchain dünyasında yasal düzenlemelerin gelişimi özellikle de teknolojinin yasal sistemin yavaş çarklarından çok daha hızlı ilerlemesi nedeniyle genel anlamda yavaştır. Yine de çok sayıda devlet kurumu, blockchain teknolojisi ve kripto paralar için daha şeffaf bir çerçevenin kurulmasına yönelik değerlendirmeler yapmaktadır.

Blockchain severlerin birçoğu devlet müdahalesinden tedirgin olsa da (bu müdahale gelişime engel teşkil edebilir) çoğunluk bir denetleyici korumasının gerekli olduğunu düşünür. Geleneksel finansal sınıflardan farklı olarak dünyanın herhangi bir yerindeki bir kişinin katılımcı olabilmesi bazı önemli zorluklar yaratır.


ICO'lar ne tür riskler barındırır?

Yeni bir tokenın büyük bir kazanç sağlaması ilgi çekicidir. Fakat tüm coinler eşit değildir. Herhangi bir kripto para yatırımında olduğu gibi pozitif bir yatırım getirisi (ROI) elde edeceğinizin garantisi yoktur.

Değerlendirilmesi gereken birçok etmen olduğu için bir projenin uygulanabilir olup olmadığını belirlemek zordur. Yatırım yapacak kişilerin gerekli özeni göstermesi ve söz konusu tokenlar üzerinde kapsamlı araştırmalar yapması gereklidir. Bu süreç derinlikli bir temel analiz içermelidir. Aşağıda, sorulabilecek soruların tamamı dahil edilmemiş olsa da bazı örnekler listelenmiştir:

  • Bu kavram uygulanabilir mi? Hangi soruna çözüm sunuyor?

  • Arz nasıl paylaştırılıyor?

  • Projenin bir tokena/blockchaine ihtiyacı var mı ya da aslında bunlar olmadan da çalışabilir mi?

  • Ekip güvenilir mi? Bu projeyi hayata geçerek becerilere sahip mi?

En önemli kural ise asla kaybetmeyi göze alabileceğinizden daha fazla yatırım yapmamanızdır. Kripto para piyasaları son derece oynaktır ve birikimlerinizin değerinin hızla düşmesi gibi önemli bir risk söz konusudur.


Son fikirler

İlk Coin Arzları, başlangıç aşamasındaki projelerin fon toplaması açısından son derece etkili bir yöntemdir. Ethereum'un 2014'teki İlk Coin Arzının başarısının ardından birçok organizasyon yeni protokoller ve ekosistemler geliştirmek için sermaye toplamayı başarmıştır.

Fakat alıcıların neye yatırım yaptıkları konusunda dikkatli olması gerekir. Kazanç elde edileceği garanti değildir. Kripto para dünyasının henüz çok yeni olduğu göz önüne alındığında böyle yatırımlar yüksek risk içerir ve projenin kullanılabilir bir ürün ortaya koymayı başaramaması riskine karşı korumanın pek yolu yoktur.