U.Today'a göre, Fidelity Global Makro Direktörü Jurrien Timmer, üstün bir değer saklama aracı olarak Bitcoin'e karşı altına karşı süregelen tartışmaya yeni bir bakış açısı sundu. Timmer, her iki varlığın da sıklıkla mali hakimiyete karşı korunma olarak görüldüğünü, yani hükümetin para arzını artırarak paranın değerini sulandırdığı bir durum olarak görüldüğünü öne sürüyor. Para arzındaki sürekli artışların genellikle enflasyonla sonuçlanması nedeniyle bu argümanın temelde sağlam olduğuna inanıyor. Bu ilişki, M2 para arzının 10 yıllık büyüme oranı ile tüketici fiyat endeksi karşılaştırıldığında açıkça görülmektedir.

Timmer, Bitcoin ve altının değer deposu olarak rollerini gerçek anlamda tesis edebilmeleri için parasal toplamlarda tutarlı bir şekilde trendin üzerinde büyüme olması gerektiğini öne sürüyor. Ancak bunun henüz gerçekleşmediğini belirtiyor. Pandemi sırasında gerçek para kütlesindeki önemli artış, Federal Rezerv'in sıkılaştırma politikalarıyla hızla tersine çevrildi; bu, Bitcoin'in altına rekabetçi bir alternatif olarak gelişmesi için beklenen koşulların henüz karşılanmadığını gösteriyor.

Timmer ayrıca kripto para birimi kavramını 'altın 2.0' olarak ele alıyor, bunun yerine parasal özellikler ve gelişmiş ağ teknolojisinin birleşiminden dolayı 'üstel altın' olarak adlandırıyor. Bitcoin'in piyasa değerinde altını geride bırakabileceği tartışması yeni değil ve kripto para biriminin ilk kez kamuya açık hale gelmesinden bu yana toplumda devam ediyor. Spot Bitcoin ETF'lerinin kullanıma sunulmasıyla birlikte bu tartışma daha da yoğunlaştı; yüz milyonlarca insan artık kripto para birimini geleneksel yollarla satın alabiliyor.

Şu anda altının piyasa değeri 15,6 trilyon doların üzerindeyken Bitcoin'inki yaklaşık 1,33 trilyon dolar. Bitcoin'in altının piyasa değerine ulaşması için 11,72 kat büyümesi ve BTC başına yaklaşık 790.000 dolarlık tahmini fiyata ulaşması gerekiyor.