Citi'nin Küresel Emtia Araştırması Başkanı Max Layton, 24 Mayıs'ta Bloomberg TV'de yapılan bir röportajda, altın fiyatlarının geleceğine ilişkin bazı ilgi çekici öngörüleri paylaştı. Birkaç kritik faktörün etkisiyle altının önümüzdeki 12 ay içinde ons başına 3.000 dolara ulaşabileceğini tahmin etti. Layton'un analizi ABD dolarının etkisine, Federal Rezerv politikalarına ve özellikle Çin'den gelen önemli talebe değindi.

Layton, emtia araştırmaları konusunda sağlam bir geçmişe sahiptir ve daha önce Goldman Sachs'ta Genel Müdür ve Avrupa Emtia Araştırması Başkanı olarak çalışmış, ayrıca Macquarie ve Avustralya Merkez Bankası'nda çalışmıştır. 2017 yılında Citi'ye katıldı ve o zamandan beri bankanın endüstriyel metaller ve toplu emtialar da dahil olmak üzere emtialara yaklaşımını şekillendirmede önemli rol oynadı.

ABD Doları ve Federal Rezerv Politikalarının Etkisi

Max Layton döviz piyasaları ve ABD dolarının daha geniş bağlamını ele alarak başladı. Layton'a göre platin, bakır ve gümüş gibi metaller dolarla güçlü negatif korelasyon gösteriyor. Bu yıl Federal Rezerv'in birden fazla faiz indirimi yapması beklentisi, bu eğilimin arkasında önemli bir etken. Citigroup'un araştırması, Fed'in bu yıl beş faiz indirimi yapacağını öne sürüyor; bu, yalnızca tek bir faiz indirimi bekleyen mevcut piyasa konsensusundan farklı bir duruş.

Layton, bu yılın sonu ve gelecek yılın başındaki düşük reel oranların altın fiyatlarındaki bir sonraki yükselişi destekleyeceğini vurguladı. Özellikle altının, reel faiz oranlarındaki değişimlere karşı tarihsel hassasiyeti nedeniyle bu senaryodan en fazla fayda sağlayacağını savunuyor. Altının 3.000 dolara ulaşacağı öngörüsünün para politikasında beklenen bu değişime dayandığına inanıyor.

Çin'in "Sıra Dışı" Altın Talebi

Altına yönelik yükseliş görünümünün önemli bir kısmı Çin'den gelen benzeri görülmemiş talepten kaynaklanıyor. Layton, Çin'deki mevcut perakende altın talebini "alışılmışın dışında" olarak nitelendirerek, kariyerinde hiç bu kadar önemli bir satın alma faaliyeti görmediğini belirtti. Çinli tüketiciler harcamalarının önemli bir kısmını gayrimenkulden altına yönlendiriyor ve bu da mevcut arzı önemli ölçüde tüketiyor.

Layton, mülke gidecek paranın yaklaşık yüzde 40 ila yüzde 50'sinin artık altına aktarıldığını gösteren bir tahmin sundu. Bu değişim, son aylarda Çin perakende talebinin Çin çıkışlı maden arzının yaklaşık üçte ikisini tüketmesine yol açtı. Merkez bankası talebiyle birleştiğinde bu durum mücevher piyasasında çok az arz bırakarak altının bulunabilirliğini daha da sıkılaştırdı.

Potansiyel Riskler ve Yatırım Stratejileri

İyimser görünüme rağmen Layton, özellikle Çin'in ithalat kotalarıyla ilgili potansiyel riskleri kabul etti. Kamuya açıklanmayan bu kotalar Çin hükümeti tarafından kontrol edilmektedir. Bu kotaların herhangi bir şekilde sıkılaştırılması, altın girişini azaltarak fiyatlar üzerinde aşağı yönlü risk oluşturabilir.

Layton, altına yatırım yapmanın en iyi yolları sorulduğunda birkaç seçeneğin altını çizdi. Düzenleyici kısıtlamalar nedeniyle hisse senetleri veya ETF'ler hakkında spesifik tavsiyelerde bulunmaktan kaçınırken, yatırımcıların altına erişebilecekleri farklı yollara dikkat çekti. Bunlar arasında fiziksel altın, emtia piyasaları ve ABD piyasalarında mevcut olan likit ETF'ler yer almaktadır.

Pixabay aracılığıyla Öne Çıkan Resim