Neden ticaret sözleşmeleri genellikle on üzerinden dokuz kez kaybeden olarak adlandırılıyor?

Bazı insanlar aslında kime kaybettik diye düşünüyor. Cevap şu; rakibe yenildi. Piyasa düştüğünde uzun pozisyon açarsanız kısa pozisyon açanlara kaybedersiniz. Bu işlemler pozisyonun tasfiyesine yol açabilir ve sonuçta karşı tarafın yararına olabilir.

Olasılık perspektifinden bakıldığında, boğa piyasasının veya ayı piyasasının etkisinden bağımsız olarak, bir ticaret sözleşmesinin sonucu, yazı tura atma olasılığına benzer şekilde 50-50 olmalıdır. Ancak neden bu kadar az insan sözleşme açarak para kazanabiliyor? Bu, sözleşme piyasasının sadece piyasa trendlerinden değil aynı zamanda teknoloji ve bilgi gibi faktörlerden de etkilenmesini içermektedir.

Sözleşme piyasasında, kurumsal kullanıcılar ve profesyonel tüccarlar bazen teknolojilerini ve piyasa içgörülerini kullanırlar, hatta borsalarla gizli anlaşmalar yaparak uzun veya kısa pozisyonlar için çift kotasyona neden olmak üzere pinlerin yerleştirilmesi gibi yönlü operasyonlar gerçekleştirirler ve böylece 50-50 açılışını bozarlar. Kâr etme olasılığı, birçok kişinin on bahisten dokuzunu kaybetmesine neden olur.

Pek çok kişi sözleşme piyasasının bu karmaşıklığını anladıktan sonra, katılmanın cazibesine direnmekte hala zorlanıyorlar. Bunun nedeni insan faktörüdür. Bir yandan sözleşmeli piyasada para kazananlar var, diğer yandan kaybettikleri paranın bir an önce telafisini umuyorlar.

Bu iki faktör birlikte çalışarak birçok insanın sözleşmeli piyasanın getirdiği risklerden ve kayıplardan kaçamayan, piyasada "pırasa" haline gelmesine neden olur.

Fırsatı yakalamak için zaman aralığı çok kısadır ve başarı yalnızca şansa bağlı değildir. Daha fazla ayrıntı için lütfen ana sayfaya bakın. Seçim çok çalışmaktan iyidir, çember kaderi belirler

#美国6月非农数据高于预期 #德国政府转移比特币 #币安合约锦标赛