K33 Research’ün verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde Bitcoin ETF'lerine yönelen kurumsal yatırımcıların artan ilgisi, 16 Aralık itibarıyla bu fonların toplam net varlıklarının ilk kez altın ETF'lerini geride bırakmasına neden oldu.
K33 Research araştırma müdürü Vetle Lund, 17 Aralık'ta X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, ABD Bitcoin ETF'lerinin yönetimindeki varlıkların (AUM) 129 milyar doları geçtiğini ve bu miktarın altın ETF'lerinin toplam değerini aştığını belirtti. Bloomberg ETF analisti Eric Balchunas ise bu rakamın yalnızca spot Bitcoin ETF'lerini değil, türev araçlar gibi diğer Bitcoin ETF türlerini de kapsadığını ifade etti. Balchunas, "Bitcoin ETF’lerinin toplam AUM'u yaklaşık 130 milyar dolar seviyesinde, altın ETF’lerinin ise 128 milyar dolarda bulunuyor. Ancak yalnızca spot ETF'ler göz önünde bulundurulduğunda, Bitcoin'in değeri 120 milyar dolar, altının ise 125 milyar dolar seviyesinde." şeklinde açıklama yaptı.
Bitcoin ETF’leri henüz 1 yaşında$BTC
Ocak ayında ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından onaylanarak piyasaya sunulan spot Bitcoin ETF'leri, listelenmeye başladığı günden itibaren sektörde önemli bir yer edinmiş durumda. Bloomberg Intelligence’ın sağladığı verilere göre, ABD’deki spot Bitcoin ETF’lerinin toplam net varlıkları Kasım ayında 100 milyar doları aşarak önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştı.
Morningstar’ın pasif stratejiler araştırma direktörü Bryan Armour, bu artışı, “Bitcoin’e yönelik olumlu beklentilerle birlikte gelen büyük bir talep patlaması” olarak nitelendirdi. Armour, özellikle Kasım ayındaki yükselişi, siyasi ve ekonomik gelişmelerin Bitcoin yatırımlarını daha cazip hale getirdiği bir dönemin etkisi olarak yorumladı.
BlackRock’a ait iShares Bitcoin Trust (IBIT), yaklaşık 60 milyar dolarlık yönetim altındaki varlığıyla Bitcoin ETF’leri arasında zirvede yer alıyor. IBIT, Kasım ayında net varlıklarda, BlackRock’un iShares Gold Trust (IAU) altın ETF’sini geride bırakarak bu üstünlüğünü pekiştirdi.
JPMorgan’ın Ekim ayında yayımladığı raporda, yatırımcıların artan jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizliklere karşı kendilerini güvence altına almak amacıyla hem Bitcoin’e hem de altına yöneldikleri belirtilmişti. Raporda, bu yönelimin "değer kaybı ticareti" olarak tanımlandığı ve küresel çapta artan jeopolitik gerilimler, yüksek enflasyon beklentileri ve büyük ekonomilerin artan bütçe açıklarının bu eğilimi desteklediği ifade edilmişti.