Eski OpenAI çalışanı William Saunders, şirketin R.M.S. Titanic'in 1912'deki trajik sonu gibi bir felakete doğru ilerlediğini hissettiği için işten ayrıldığını açıkladı. Saunders, OpenAI'deki üç yıl boyunca şirketin Apollo programı gibi mi, yoksa Titanic gibi mi bir yol izlediğini sorguladığını belirtti.

Saunders'a göre, OpenAI'nin genel etosu, makul güvenlik önlemlerini uygulamaktan çok ürün geliştirmeye daha yüksek öncelik veriyor. Güvenlik endişeleri dile getiren çalışanların cezalandırıldığı ve liderliğin kar odaklı olduğu bir ofis tablosu çiziyor.

Saunders, "Zamanla, liderliğin aldığı kararların Titanic'i inşa eden White Star Line'ın kararlarına daha çok benzemeye başladığını hissettim" dedi.

Ancak, OpenAI'nın hedeflerini güvenli bir şekilde gerçekleştirebileceğinden "emin" olduğunu belirten eski baş bilim adamı Ilya Sutskever gibi diğerleri var.

Peki, bu durumda buzdağı kim ya da ne? Eğer yolcular biz - tüm insanlık - isek, buzdağı ChatGPT ve benzeri sistemlerin hazırlıksız bir topluma oluşturabileceği varoluşsal tehdidi temsil ediyor olabilir. Ancak, yolcular OpenAI'nın insanlar kadar akıllı bir AI yaratmasını bekleyen hissedarlar ve paydaşlar ise, belki de buzdağı, generatif AI balonunun patlamasını temsil ediyor. #OpenAI #AI #Blockchain

Sizin düşünceleriniz neler? Yorumlarınızı bekliyoruz.